Elif Güvendik

Ekranların sempatik sunucusu “Elifnağme” Elif  Güvendik Sayman : Yürüyüş ve Spor’u Seviyorum…

Funda Taşdemir: Bir televizyon klasiği “Elifnağme” programıyla tanıdık seni.  “Elif Güvendik” şimdi neler yapıyor?

Elif Güvendik: Elifnağme, ilk olarak ATV’de başladı. 7 sene kesintisiz olarak programı sundum.Ondan sonra diğer kanallara transfer oldum. Programımda, magazinin olduğu bir şey vardı. Sonra bir kaç sene önce albümüm çıktı. İsmi de “Aşk Nağmeler” idi. Nağmesiz bir şey yok. Benimle özdeşleşti. Adımı soyadımı Elif Nağme zannedenler bile var. O derece. Bir dönem albümüme yoğunlaştım. Konserler, bayi toplantıları, ekstralar, açılışlar. Sonrasında sunuculuğum. 16 senedir emek verdim, sunuculuğu asla bırakmam, bırakmadım da zaten. Ondan sonra Mehmet Ali Yılmaz’ın kanalı TV EM oldu. Oyunculuk dersleri alıyordum. Daha önce oyunculuk yaptım. O zamanlar bunun derslerini almamıştım. Ama şimdi boş bulduğum zamanlarımı bu şekil de değerlendirmek istedim. Cast şirketi olan bir  arkadaşım var;  Nilüfer Bıyıklı. Ona gidiyor, çok güzel dersler alıyordum. Şimdi de fırsat buldukça work shoplara katılacağım. Bu arada yemek yapmayı  da çok severim, güzel de olur. Öyle söylüyorlar. Değişik şeylerde yapıyorum. Yemeği de seviyorum. Ama az yemeyi seviyorum. Çünkü, kilo herkeste olduğu gibi benim için de problem. Sağlıklı yaşam çok önemli. Dışarda yapılan yemek  yerine evde yapılan yemeği yemeyi daha çok tercih ederim. Çünkü, anne yemeği ile büyüdüm ben. Onun için dışarı yemeği benim için sadece balık. Onun haricinde hiçbir şey bana kolay kolay cazip gelmez. Fast food hiç hoşlanmam. Asitli içecekler içmem. Kahve ve çay içmem. Sigara ve alkol yok. Çok az belki kırmızı şarap alıyorum akşamları. Sağlık niyetine. Hiçbir şeyin fazlası bende yok. Sağlıklı besleniyorum. Hergün sporumu yapıyorum.

FT: Olası boş vakitlerini nasıl geçiriyorsun?

EG: Öyle bir boş zamanım olmuyor ama ben yürüyüşü çok seviyorum. Yürüyüş yaparım. Kışta olsa, yağmurda olsa, yağmurluklarımızı giyip, eşimle beraber en az bir saat yürüyoruz, yazında akşamları yürümeyi tercih ediyoruz sıcak olduğu için. Deniz havası ve iyot bana çok iyi geliyor. Günün tüm yorgunluğunu atıyorum. Spor niyetine yürüyorum. Hafta sonlarını da iyi değerlendirmeye çalışıyorum. Eşimde, bende çalışmayı çok seviyoruz. Fırsat buldukça hafta sonraları gidiyoruz. Antalya‘ya gittim. Bodrum’da evimiz var. Annemle yiğenim orda. İki günlük tatilde yetiyor bana. Çok uzun tatilleri sevmiyorum. Çünkü, 1 hafta 10 gün aynı şeyleri yapmaya başladıktan sonra monotonlaşıyor. Daha hareketli şeyler seviyorum. Kalabalık otelleride sevmem. Butik otelleri severim. Ama bir fırsat bulursam, Yunanistan’a gitmek gibi bir fikrim var. İki gün. Tüm tatillerimin sınırı 2 gün.

FT: Formunu nasıl koruyorsun? Spor yapıyor musun?

EG: Bunu programlarımda da çok anlatıyorum. Ben ne zaman ki diyetleri bıraktım, o zaman ki kilo verdim. Çünkü, bir rahatsızlığım olmadığı sürece, ben diyetisyen mantığına çok fazla inanıp, güvenmeyenlerdenim. Dr. Ozan Tuncer’in “Zayıflama Diyetleri Çöpe “ adlı kitabını okudum. Çok faydası oldu. Çünkü, doyma ve açlık hissiyatını kendimiz biliyoruz. Kendi kendimizi kontrol edebiliriz. O kitapta da bunu anlatıyor. Ayrıca çocukluğumuza dönmeliyiz. Nasıl, çocuk doğar ve ağlar, acıktığında da ağlar. Aslında acıktığımızda yemek yemeyi,doyduğumuzda da kesmeyi bildikten sonra, birde yakmayı öğrendikten sonra sorun kalmıyor. Çünkü diyet otomaktikmen yeme istediği uyandıyor. Yiyeceğin şeyleri gözünde büyütüyor, daha çok yemek istiyorsun. Yasak olan şeyler, ara öğünler. Şu anda sadece acıktığımda yiyip doyduğumda bırakıyorum. Mümkün olduğunca tabağımı doldurmuyorum. Az yiyorum. Yediğimi muhakkak yakıyorum. Kaçırdığım zamanlar da oluyor. Ozaman da ertesi gününde telafi ediyorum. Daha sebzeli yemekler ve çorba tercih ediyorum. Çorbayı çok seviyorum. Yemek niyetine tüm gün çorbayla yaşayabilirim. Ama, spor çok önemli tabi. Mesela evimizde asansör yok. 6-7 katlı 100 basamağı her gün birçok kere çıkıp, iniyorum. Çok yararlıymış. Asansör kullanmamanızı tavsiye ediyorum. En ufak hareketin dahi sizin kalori yakmanızda faydası var. Annemde sağlığına çok düşkündür. Telefonla konuşurken bile oturarak konuşturmaz beni. Kalk der, yürü, hareket et. Bu bende alışkanlık oldu. Pek zaten oturmayı sevmem. Mümkün olduğunca hareket ederim.

Gencecik kızların bile selülütleri olduğunu görüyorum. Bunun hareketsizlik ve beslenmeyle alakalı olduğunu düşünüyorum. Biz anne yemekleri yemiş olan bir gençlik olarak, iyi bir beslenmeyle büyüdük. Şimdiki çocukların hepsi fast food besleniyor ve gazlı içecekler içiyorlar. Yeni nesil, starbucklardan dolayı kahveli, havalı gezmeler falan. Benim hiç öyle alışkanlıklarım yok mesela. Hani bende olmamasını da ona bağlıyorum. Yani bunların dışardan sürdüğümüz bir kremle geçebilceğini düşünmüyorum. Günde, 3,5 litreye yakın su içerim. Suyuda çok severim çocukluğumdan beri. Özellikle bardakla değil, şişeyle içmeyi tercih ediyorum. Şiseyle içim daha kolay. Birçok arkadaşıma bunun sayesinde su içme alışkanlığı kazandırdım. Suyun bardakla daha zor bir içimi vardır. Şişeden içmek daha kolaydır. Önemli su içme taktiklerimden bir tanesidir. Vücudumuzun çoğunun sudan oluştuğunu düşünürsek, susuz bırakmamak gerekiyor organları.

FT: Aşağıdaki 6 kelimeyi tek kelime ile özetler misin?

Sevgi : Evlilik

Ekran : Elifnağme

Dostluk : Az

Anne: Her şeyim

Sanat: Hayat

Hayat : Ailem

*Yazı ve fotoğraflar FT Line İletişim’e aittir. İzinsiz ve kaynak gösterilmeden kullanılamaz